Hicrani baba etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hicrani baba etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Aralık 2011 Cuma

HİCRANİ BABA



:)

Bayburt'un Manevi Önderler

Hicrani baba


1908 (1324) yılında Bayburt un
Çamlıkoz (Ahpunus) Köyünde doğmuştur.Asıl adı Hacı
Taştan dır.Babasının adı İlyas annesinin adı Peruza dır.
Hicrani baba 1931 yılında Akçaabat Zevane
(Salıhan)Köyü nde çalışırken dinlenme esnasında

rüyasında aşka düşmüş HİCRANİ mahlası olarak bu
tarihten sonra ölünceye kadar halk edebiyatı
tarzında deyişler söylemiştir.
Şiirindeki incelik ve dini derinlikler
sayesindedir ki haklı bir şöhret sahibi olmuştur.
Şiirleri gibi anlaşılırbir
Türkçe ile söylenmiş yurdun bir çok vilayetini de
gezmiştir.Hicrani baba saz çalmamış saz çalan
aşıklara karşı da tepki göstermiştir.

Hicrani baba
Hicrani baba hakkında bir çok kitap,makale,
inceleme yapılmıştır.Bunlardan Kayseri Erciyes
Matbaası Erzurum lu Hicrani-İlhan yardımcı nın
yayınlamış olduğu Bayburt lu Hicrani-Sabri Özcan San ın
yayınlamış olduğu Kültür bakanlığı yayını HİCRANİ Mahmut Kırtan-
Nevzat Kararoğlu-Cemal Aydın ın uzun yıllar toplamış
oldukları 765 şiirden oluşan bütütn şiirleriyle Bayburt lu Hicrani bulunmaktadır.
Ayrıca Bayburt postası Gazetesi, Bayburt konulu
dergilerde muhtelif sayılarında şiirleri
ve hayatı hakkında incelemeler yapmıştır.
Hicrani 1956 yılında Bayburt un merkezine nakil etmiş
önce Veysel mahallesine daha sonra Tuzcuzade mahallesine
(Esentepe) naklederek ölüm tarihi olan 22 Şubat 1969
gününe kadar çileler ve yoksullular içerisinde hayatını
doldurdu.Geriye birbirinden güzel çok sayıda şiirlerini
bıraktı.Mezarı Bayburt garipler mezarlığındadır.


Hocam
Aşkın ezelinden var mı haberin
Bu düş var halimi sormazsan
HocamSeni tabip derler hani dermanın
El atıp yaremi sarmazsan Hocam

Aslın Zadegandır buldu şerafet
Varis-i Embiya oldu işaret
Mürüvvet babında eyle merhamet
Derdime bir derman vermezsen Hocam

Dediler Hicrani sevdasız yarsız
Erkan öğrenmemiş edepsiz arsız
Cahile elçiyem Kamil e hırsız
Sen bizim esrarı bilmezsen Hocam...


Ben gönlümün gülşenini
Bir yara kıdım müptela
Gör beni bu aşk neyledi
Başıma çıktı bin bela

Yanıma geldi bir hoş er
Tabib-i aşı imiş meğer
Elinde ateşten neşter
Vurdu sinemdeki gala

Aldı sinemdeki galı
Basiretten açtı halı
Baş gösterdi hikmet gülü
Bezendirdi sağa sola

Anda gönlüm birçok eri
Yeşil sarıklı herbiri
Zat-ı melek Hüsnü huri
Kalkıp durdum istikbala

Merhaba dediler bize
Şerefli aşk olsun bize
Set çektiler önümüze
Çar etrafın gamdan kala

Mahlasımız Hicrani dir
Bu da pirimin şanıdır
Cümle derdin dermanıdır
Aldanmam her kalmalaka

Dokuz yüz otuz bir yeni tarihte
Çektiler koluma bağ göre göre
Rem ile birleşti mızrağı sevda,
Vurdu bedenime dağ göre göre.

On beşimde nev-civanlık varıdım,
Yaşım yirmi dörtte ber-güzarıdım
Yirmi beşte bir od düştü eridim,
Sızdı yüreğimden yağ göre göre.

Sırrımı söylesem korkam yad duyar,
Sevda kasap oldu derimi soyar,
Kaçırdık gençliği düştüm ihtiyar
Karıştı saçıma ağ göre göre.

Hicrânî'yem sevda şahı başımda.
Almış kemendimi gezer peşimde
Oturup kalkmamda her duruşunda
Tedbil olmaktadır sağ göre göre.


ARŞI SEYRAN

Hazret-i Adem gelmezden evvel
Arşı seyran etti soyumuz bizim
Ölçüldü, biçildi sır tezgâhında
Endazeden geçti boyumuz bizim

Üç harf, beş noktanın sed yapısında
Bir hazine buldum Mim kapısında
Edepte, hayada, yol tapısında
Ezelden ses verdi neyimiz bizim

Hicrânî'yem varlığımı itirsem
Bir sırr-ı vahdete girsem otursam
Arı olsam yüz bin çiçek getirsem
Herkese acıdır balımız bizim

ARZUM YOK

Arzum yok zenginin baklavasında
Aslım arpa aşı içenlerdeniz
Ne börek, ne çörek, ne tavasında
İğne iplik ile uçanlardanız

Ne servet, ne varlık, ne aldım devlet
Ne âlim, ne ilim gördüm icâzet
Çoban çeşmesinden içtiğim şerbet
Varlıktan bir kenar geçenlerdeniz

Otuz yıl aşk ile kaldığım kadar
Dünyâ bize zindan oldu mukadder
Eyyüp derdi ile oldum kafadar
Derdi tabibine açanlardanız

Âlemde Hûda'nın lütfu pazarı
Sarrafına gösteririz pazarı
Aşkın tezgâhında sevdâ hızarı


HİCRANİ Baba

1940-1944 İkinci Dünya savaşı nedeniyle Bütün dünyada dolayısı ile Bayburt ve çevresinde "Kıtlık" yılıdır. Bayburt'ta bir kahvehanede oturulmuş, kimisi "Bayburt İspir'den daha idarelidir. Halkın durumu daha iyidir" der, kimisi de "İspir Bayburt'tan daha idarelidir" diye münazara etmektedirler. Bu durumu gören Hicrâni "Siz neden münakaşa edirsiz? Durun ben ikisini de size anlatayım" der. Önce İspir'in Köylerini başlar anlatmaya:

Ahbunus'un rızkı gelür soğandan
Baksi'nin derdi çöktü her yandan
Gındıs fasulyeye sığındı candan
Yirmi lira merkep yükü çağırır.

Arnas'ın dışarda çoktur gezeni
Karakoç yeniden aldı düzeni
Müezzin kameti İmam ezanı
Okurken payına türkü çağırır

Yüzünden def olmaz HINDIS'ın kiri
BAYINDIR buğdayı koymuştur geri
KOSKOR'u sorarsaz çavdarın yeri
Yedikçe ensesi cengi çağırır.

DECEKREK yoksulun derisin soyar
GINDEHREK Mezhepsiz her dine uyar
HONTUS arpa ekmeği yumurta boyar
El vurdukça çörek bengi çağırır

KIZKASOR'dur ağalığın yatağı
CİLANSOR'u sorma dana bacağı
MEZEKREK'tir humarcının ocağı
Herkes birbirine dere beyi çağırır.

BADİRGES'te çoktur ekmeksiz oda
KIPANS'lı gözler ki cabadan yuta
Kılıçkılı bulsa bir urup buğda
Arar değirmeni dingi çağırır.

ŞİHMOSLU olmuştur haşıl delisi
Boş boraya benzer VARZES'in süsü
EŞKENS zerdaliden alınca besi
Var mı bize kafa dengi çağırır.

NÖRGAH'lı büşürür mısırdan hedik
Aşma katmıştılar rast gelip yedük
Köylerin külhanı KİLES'tır dedük
Giden garip Pez....gi çağırır

DİŞANS'lı pişirir şalgam çorbası
DIŞASOR'un elden düşmez torbası
KARSOR'lu bindiği merkep sıpası
Köhlan ata karşı cengi çağırır.

SEMEHREĞİ bilmem MITES nişan ot
Aşağı geçince ehmeği unut
Hicrâni'yem Hâkka bağladım umut
Ben değilem aşk ahengi çağırır.

Hicrani ve diğer ozanlarıyla, bu ve buna benzer deyiş ve hikayeleriyle birbirine takılmaktan, şakadan zevk alan İspir ve Bayburt halkı, uzun geçen kış gecelerini bu şekilde şenlendirmektedir.
SAĞ TIKLAMA YOK