Bürhani baba
Bürhani baba 1889 yılında Bayburt'un Kırkpınar (Çıpkınıs) köyünde dünyaya geldi.Babasının adı Şaban,annesinin adı Esma'dır.Bürhaninin asıl adı Hüseyin olup.belli bir medrese tahsili görmemiştir.
1934 yılındaki soyadı kanununda Tatar soy ismini almışsada Bayburt ve yöresindeki tanınması "Bürhani" mahlası ile olmuştur.Bürhani baba ,tek atlı kızağıyla kışları şehire yolcu ve yük taşımak ,yazlarıda çiftçilik yapmak suretiyle geçimini sağlamıştır.
Gençlik yıllarında çalışmak için gittiği Samsunda, At pazarından geçerken ,Kur'an-ı Kerimin birkaç parçasını at pislikleri içersinde bulur.onları alıp yıkayarak mendiline sarıp denize atar.bir gün,Yalı camii'nde akşam namazı kılarken baygınlık geçirir.Kendine geldiğinde "kalbine ateş saçan" birini gördüğünü ifade eder.Bu kişi Hindistan'da Etem han'ın kızı Mihriban sultandır.
Ömrü müddetince Mihriban'a serzenişte bulunur.Bu ruhani yakınlıkla,maddede Mihriban'a mana'da Cenab-ı hakka iltica etmektedir.Bu meyliyle,Hüseyin Tatar Bürhanı mahlasıyla deyişler söylemiş, Bayburtlu Zihni-Dede Paşa-İrşadi baba-Ahmet baba ve Celali baba'nın manevi olarak etkisinde kalan Bürhani Baba,arkasında çok sayıda sevenini ve birbirinden güzel deyişler bırakarak 1957 Şubatında Rahman-ı Rahim'e kavuşmuştur.
Ben bağı bağbana bülbül olanda,
Ben bağı bağbana bülbül olanda,
Evraki mevcutta perdede idim.
Tatavus şekline o yer girende,
Elhamdülillah secdede idim.
Arşı Kürsi Levh-i kalem Kur'an da,
Adem safiyüllah çamur olanda,
Ruhlar gelip aza'sına girende,
Ellamel esmada sevdada idim.
Ellamel esması taksim olanda,
Aşıklar huzurda kıyam duranda,
Sümmani mahlası alıp kalkanda,
Bürhani mahlası divanda idim.
hocam.
Hakikat habından insan oldum mu,
Adalet tahtına göçmüşem hocam.
Akıttım didemden bahri kaf kafı,
Bir rüşan makamı duymuşam hocam.
Bir nokta altında sezdim imlayı,
Aşk ile bulmuşam Ulu Mevlayı.
Haşa ki bozulmaz yazdığı yazı,
Gönülden tecelli bulmuşam hocam.
Derler ki Bürhani nedir meramın,
İki Mim bir He'den gelür dermanın.
Dal'da vardır maksud arzu kelamın,
Nübüvvet mührüne yanmışam hocam.
Yaşadığı dönemlerin ozanları olan Hicrani,Süleyman ruhi ve
Hilmi baba ile söyleşi ve atışmalarda bulunan
Bürhani baba'nın,en fazla Hicrani ile "Atışma" yaptığı görülmektedir.
Yavaş yavaş
Yetişti ruzi şeb selamın aldım
Dağıldı gönlümden gam yavaş yavaş
Berekallah deyip selamın aldım
Deli gönül çeker dem yavaş yavaş
Çok tad var imiş aşk lezzetinde
Dahi hu çekmenem kul davasında
Alemler görürünür hu çevresinde
Ziyareten gelem ben yavaş yavaş
Yaradan'ın izni ile görüşmek
Derdi derde katıp taksim bölüşmek
Yelkensiz bir bahre olmaz girişmek
Karışır dalgaya gem yavaş yavaş
Bozuldu dünyada bu intizarım
Bir hüsnü cemalda kaldı nazarım
Bürhani'yim imla imla yazarım
Dilimde okunur mim yavaş yavaş,
Sabahın seher vaktinde
Sabahın seher vaktinde
Ötme bülbül dertliyem oy
Ayrılmışım nazlı yardan
Ötme bülbül dertliyim oy
Bülbülün kanadı sarı
Ben ağlarım zarı zarı
Kaybetmişem nazlı yari
Ötme bülbül dertliyim oy
Bürhani'yem bağrım yare
Ciğer oldu pare pare
Hasret kaldım nazlı yare
Ötme bülbül dertliyim oy *
Bu şiir bestelenmiş olup, TRT repertuarındadır.
Derleyen: Mahmut KIRTAN
